Yeni Trend Cafe Tasarımları
Değişen yaşam koşullarında, dönemin
baskın yaş gruplarının hayallerine ve tarzlarına uyum sağlayarak
belirledikleri yeni trendlerin oluştuğunu görmekteyiz. Modanın
bazı sosyologlar tarafından kendini tekrarlayan dönemsel döngüler
içinde bulunduğu varsayılsa da birçok tasarımcı bunun net bir
kısır döngü olmadığına, dönüşüm ve yeniliklerle kendini
geliştiren bir organizma gibi sürekli kendine farklılıklar
kattığına inanmaktadır.
2010 yıllardan itibaren özellikle
cafe tasarımlarında iç mimari olarak sık görmeye başladığımız
retrospektif yaklaşımlar günümüzde yerini iyiden iyiye serbest
çağrışım ve dağınık yerleşim bakış açısına
bırakmaktadır. Geçmişe ait izlerin imgelenmeye çalışıldığı
fakat ürünlerde yeni malzemelerin ve daha dayanıklı ürünlerin
kullanıldığı retro tarz iç mimari tasarımlarda farklı ve canlı
renklerin bir arada kullanımının yanı sıra parlak ve beyaz
ışıklardan kaçınarak daha çok gün ışığı ve doğal
aydınlatma çalışmalarına yer verildiği görülmektedir.
Yeni trend uygulamalarda retro
esintisini yoğun olarak iki şekilde görmekteyiz. Bunlardan
birincisi bir çok cafe de sık olarak gördüğümüz aynı mekan
içerisindeki duvarların (sarı-turuncu-mavi-yeşil gibi) ana
renklerin canlı formları kullanılarak yaratılan
kombinasyonlarıdır.
İkincisi ise tavan aydınlatmalarında
kullanılan aydınlatma sistemlerinde metal içerikli büyük
sarkıtların tercih edilmesi ve bunların farklı renklerle
canlandırılması şeklindeki tasarımlardır. Sarkıtların
aydınlatma ünitelerinde ise doğal şekillendirme yapılmış özgün
cam ampuller kullanılmakta ve bunlarda sıklıkla gün ışığı
seçilmektedir.
Özellikle Avrupa ve Amerika'da
gördüğümüz retro akımlarının vazgeçilmezi olan ve duvarları
baştan başa kaplayan çerçeve dolusu resim ve yazılar Türkiye'de
yeni trend olarak fazla rağbet görmemektedir. Ülkemizde bu akımın kendine özgü yorumu belirlenirken duvarların sade bırakılması
ya da tek resim ile hareketlendirilmesi yönünde seçimler yapılmış,
tek duvara çoklu dağınık yerleşimli resim uygulamalarına yer
verilen çalışmalar daha nadir görülmüştür.
Modern tarz cafe çalışmalarında
yeni trend serbest uygulamalarda retro esintilerinin yanı sıra
özellikle mobilya konusunda rustik akımların da etkisi altında
kalındığı görülmektedir. Ahşap ya da ahşap görünümlü
masaların ve sandalyelerin kullanılması, doğal bir oturma
konseptinin oluşturulması ülkemizde sık gördüğümüz
akımlardan biridir. Ahşap mobilyaların, zıt renklerde masif görünümlü laminant parke veya ahşap görünümlü seramik zemin döşemeleri ile
kombinasyonu uygulamalarda sık sık karşımıza çıkmakta ve
görsel olarak uyumlu ve ahenkli bir izlenim yaratmaktadır.
Cafe tasarımlarının en dikkat çekici
ve göz alıcı kısımlarından biri de tavan uygulamalarıdır.
Ülkemizde yeni trend akımlarda serbest çağrışım dağınık
yerleşim uygulamalarının en yoğun görüldüğü alan tavan
tasarımlarıdır. Havalandırma borularının ve bölmelerinin
açıkta bırakıldığı, yangın söndürme sistemlerinin ve
bağlantılarının görünür bir şekilde kaldığı,
aydınlatmaların tavandaki beton görünümüne direkt monte
edildiği bu uygulamalar genelde tavanın tek bir renge boyanmasıyla tamamlanmaktadır.
Tasarım bütçesi daha elverişli
olan cafelerde ise tavanlarda halatlar, düzensiz kesip ham ahşaplar,
metal ya da ahşap geometrik kesimli ızgaralar şeklinde konseptler
oluşturularak en azından tavandaki boru sistemlerinin müşteriyi
etkileyen belirsiz görüntüsü bir nebze de olsa gizlenmeye
çalışılmıştır.
Her ne kadar farklı akımların etkisi
altında kaldığı düşünülse de yeni trend tasarımlarda özgün
ve geleneksel dokunuşlarla coğrafyanın belirginleştirildiği,
kalıplaşmış ve o ülke ile özdeşleşen klasiklerin olduğu
da görülmektedir. Ülkemiz açısından bu açıdan verilebilecek
en sık örnekler, tuğla duvar uygulamalarının vazgeçilmezliği;
mermer veya mermer desenli granit tezgahların kullanımın her
koşulda ve her tasarımda kullanılmaya devam edilmesi ve bir
şekilde her konseptin içine dahil edilmesi sayılabilir.
Farklılıklar değişim, gelişim ve
farkındalıklar sayesinde oluşur. Her yenilik özgün demek
değildir. Yeni bir tarz oluşturmak gayretle değil, özgür irade
ve zevkle yapılabilir. Ve tüm bunların temeli elbetteki hayal
gücüne dayanır. Hayal edilebilen her şey gerçekleştirilebilir
demektir.
Siz hayal edin, biz gerçekleştirelim...
İç Mimar Esra Özdemir
www.archimedmimarlik.com
Yorumlar
Yorum Gönder